30 Nisan 2016 Cumartesi

Cumamız Mübarek Olsun.


Cuma zaten mübarek bir gün, Cuma ile mübarek olunuz. Rabbim ettiğiniz tüm duaları kabul etsin. Duanızın olmasını engelleyen günahlarınızı da bağışlayıp, gönlünüzün razı olmadığına razı edip haklarınızda hayırlısını versin. 

AMİN



28 Nisan 2016 Perşembe

Yunan Mitolojisi'nden Orman Perisi ve Orman Tanrısı Efsanesi

Nymph'ler, Yunan Mitolojisi'nde ki toprağı ve denizi dolduran sayısı oldukça fazla olan dişi ve tanrısal varlıklardır. Ölümlüdürler, ama tanrılar gibi ambrosia ile beslendiklerinden çok uzun yıllar yaşarlar ve bu yüzden genç ve güzel kalırlar.

Doğurganlığı ve zarifliği simgelerler. Mitolojilerde güzellikleri ve başlarından geçen enteresan olaylar anlatılır, genel olarak ise perilerin güzelliğinin altı çizilir.

Fazlaca nymph türü vardır ve bunlar yaşadıkları yerlere göre isimlendirilirler. Lakap gibi örneğin Oreadlar dağlarda, Naiadlar akarsularında, Dryadlar meşe ağaçlarında konaklarlar.

Nymph'ler hakkında diğer bilinenler söylentiler;

1- Genellikle Yunan mitolojisinde hep "tanrı ya da yarı tanrıların" tacizine uğramış su perileri oldukları...

2- Işıldayan saçları, güzel gözleri, muhteşem vücudu olan bir su varlığı..

3- Yine Yunan mitolojisinde ormanlarda, topraklarda, doğa da ve sularda yaşayan dişi tanrısal varlıklar olarakta bahsedilmektedir. Homeros onların Zeus’un çocukları olduğunu iddia eder. İkinci derecede önemli tanrı gruplarındandır, hatta o kadar önemliler ki Olympos'ta ki toplantılara çağrıldıkları olmuştur.

Bir çok tanrı ve mitolojik kahramanla cinsel ilişkiye girmişler ve yarı tanrı olan çocuklar dünyaya getirmişlerdir.

Erkek düşmanı yani Feminist olanları da Artemis’in avcı kızlarının yanına gidip, onlara katılmışlardır.

Doğa da iletişimde oldukları erkek ırkları; yarı insan yarı varlık şeklinde "CİN" olarak tabir edilen SATİRLERdir. Satirlerin olgun olanları Silenler, bağları bahçeleri koruyan cinsel organı kendisi kadar uzun olan PRİAPOS ve Satirlerin Tanrısı keçi ayaklı PANdır.

4- Daha da eskiye gidersek Antik Yunan Mitolojisine göre ise; kırlarda, ormanlarda, doğada ve nehirlerde yaşayanlar peri kızlarıdır. Doğanın bereketini temsil ederler, doğayı korurlar. Orman Perisi veya orman Cini de denmektedir onlara. Genellikle mağaralarda otururlar. Hayatlarını şarkı söyleyerek ve yün yaparak geçirirler. Yaşadıklari yerlere göre isimlendirilir. Mesela pınarlarda ve akarsularda Naiaslar, dağlarda Oreaslar, Korularda Alseidler ve Hamadryadlar vardır.


16 Nisan 2016 Cumartesi

"Eşek Kulaklı" Kral "Her Şeyi Altına Çevirdi" Acı Dolu Bir Krallık Serüveni MİDAS

 Frigyalılar'ın Kralı Giorgios öldükten sonra halk merak içerisinde yeni kralın kim olacağını merak etmektedir. Ani ölüm ile herkes büyük şaşkınlık içerisindedir ve kahinlere baş vurulduğunda cevap ise ülkeye arabasıyla giren bir akraba olacağıdır.
Bu tasvirlere uyan ise Midas'tır. Mitoloji de "EŞEK KULAKLARI ve ALTINA ÇEVİRME" özelliği ile tanınan MİDAS bu konularda ün salmıştır. 

Kral Midas'ın Acılı Krallık Yolculuğu ise şu şekildedir; 

Antik Kent Telmessos (Fethiye'den) demir tekerlekli arabası ile ayrılan Kral Midas Bey Dağları'nı ve Torosları katedederek yaşlı annesi ve babası ile Frigya'ya (Ankara'ya) uzun bir yolculuk sonrası ulaşır. Giordiyonlu kahinlerin kehanetlerine göre hepsi toplanır ve bu kişinin Midas olduğuna karar kılınır ve KRAL MİDAS olarak ilan edilir. 

HER ŞEYİ ALTINA ÇEVİRMESİ "BİR DİLEK" İLE BAŞLADI

Bir gün Şarap Tanrısı Dionisos'un yakın arkadaşı Satiros Frigya'yı gezerken Midas'ın gül bahçesinde uyuya kalır. Bunu gören askerler Satiros'u Midas'a getirir ve durumu anlatınca kral onu günlerce en iyi şekilde ağırlar. Bu durumu öğrenip çok memnun olan Dionisos ise Kral'a memnuniyet belirtisi olarak bir dilek dilemesini ister. Kral Midas ise "Dokunduğu her şeyi altına çevirmek istediğini böylelikle daha çok zengin olmak istediğini" belirtir.  Ve bu dileğini Şarap Tanrısı Dionisos kabul eder.

Önce yemek yemek için dokunduğu her şeyi altın yapar ve şaşkına döner. Bu şaşkınlıkla dışarıya çıktığında dokunduğu ikinci şeyse gül bahçesidir. Dokununca birden o çok sevdiği gül bahçesi altına dönüşür.

Kızı ile konuştuğu esnada kızına da dokunan Kral Midas talihsiz kızını da birden altına çeviriverir. 

Bunun üzerine bu şekilde yapamayacağını anlayan Midas Dionisos'a ; "Bu laneti kaldır" der. Şarap Tanrısı ise ona üzülüp "PAKTALOS NEHRİ"nde yıkanması ve bu şekilde kalkacağını belirtir. Nehirde yıkanan Midas'ın uğursuz gücü böylelikle kalkmış olur. 

"MİDAS'IN KULAKLARI EŞEK KULAKLARI" NASIL OLDU?

Sanat, Kehanet ve Güneş Tanrısı Apollon ile satirlerin (yarı at, yarı insan) Tanrısı Pan ile düellosunda Kral Midas'ın en güzel müziği kimin yaptığına karar verme aşamasında Apollon tarafından lanetlenerek kulakları adete eşeğe benzetilmiştir.

Midas'ın Kulakları Nasıl Eşek Kulaklarına Dönüştü? Daha detaylı bilgiyi tıklayarak okuyabilirsiniz.


15 Nisan 2016 Cuma

Yunan Mitolojisi'nden "Apollon ve Pan'ın Müzik Düellosu"




Midas'ın Kulakları Eşek Kulakları mı?

Yabani doğanın satir Tanrısı Pan bir ağacın altında flütünü çalıyormuş. O sırada oradan geçen Güneş, Sanat ve Kehanet Tanrısı Apollon müziğini duymuş. Aynı zamanda Sanat Tanrısı olarak müzik ile de ilgilendiği için kıskanmış.

Ve Apollon Yaban Tanrısı Pan'ın yanına giderek "Ben burada dururken sana ne oluyor flütünü çalıyorsun?" demiş. Pan "Müzik Tanrısı olabilirsin fakat kimseden üstün değilsin. Bende senin kadar güzel müzik yapabilirim." demiş. Apollon buna çok sinirlenmiş ve "Sen kimsin de bana meydan okuyorsun!?" demiş hiddetlenerek. "Madem kendi müziğinin benimkini yenebileceğini düşünüyorsun, o zaman bir yarışma yapalım. Buranın Kralı kimse gelsin, en güzel müziği seçsin!" demiş.

Bunu duyan halk gidip Kral Midas'ı getirmiş. İlk önce Apollon başlamış çalmaya öyle güzel, öyle hüzünlü bir şarkı çalmış ki Kral Midas hayran kalıp ağzı açık dinlemiş. Apollon bitirdiğinde ise, "Bundan güzel şarkı olamaz" demiş.

Sonra Yaban Tanrısı Pan çalmaya başlamış. O da öyle eğlenceli bir şarkı çalmış ki, Midas deminki hüznü unutup oynamaya başlamış. Şarkı bittiğinde Pan'ı gösterip, "Seni seçtim! Seni seçtim!" demiş.

Apollon Midas'ın bu kararına çok ama çok öfkelenmiş. "Senin karşında Müzik Tanrısı var. Nasıl olurda bir çobanı seçersin!? Demek ki kulakların güzel müziği duymuyor! O zaman senin kulaklarını büyütelim ki güzel müziği ayırt et!" demiş ve birden bire Midas'ın kulakları büyümüş, büyümüş, büyümüş eşek kulaklarına olmuş.

Sonra Midas kulaklarını saklamak için şapka takmış, saçlarını uzatmış. Ama bir süre sonra saçları çok fazla uzamış ve berber çağırtmış. Berbere  de kulaklarını kimseye söylememesi için yemin ettirmiş.

 Gel zaman git zaman berber dayanamamış bu sırrı saklamaya. Gitmiş bir kuyuya. Bağırmış, "Midas'ın kulakları, eşek kulakları! Midas'ın kulaklar,ı eşek kulakları!" diye. Kuyudan yankılanan sesle tüm krallık öğrenmiş krallarının durumunu. Ve Apollon'un kıskançlık sonucu olan bu hareketini sırrı saklayamayan berber canı ile ödemiş.

12 Nisan 2016 Salı

Doğa Perisi ve Efsanaleri


Periler hep hikayelerde doğa ile iç içe anlatılmaktadır. Ya su da bir deniz perisi, ya da yürüyen bir insana benzeyen güzel bir kadın.

Eğer kendilerini tehdit altında hissetmezlerse genellikle sakindirler, fakat onların yaşam alanlarını işgal edecekseniz o zaman tehlikeli olurlar.

Doğayı, ormanı, dereleri, toprağı korumak onların esas görevidir..

Her mitoloji de isimleri farklı geçmektedir. Kimi Orman Cini diyor kimisi Orman veya Doğa Perisi.. Fakat her mitoloji de mutlaka hikayeleri farklı isimlerde vardır.

Bunların hepsini tek tek paylaşacağız.

Her ne isimde ne şekilde olursa olsun, hepsinin tek ortak bir amacı var DOĞAYI korumak. 

Yunan Mitolojisi'nden Orman Cini ve Elim Hikayesi 2

Bir önceki yazımızda Tanrıça Athena'dan ve Orman Cini'nden bahsetmiştik.. Konu ile ilgili kısa bir alıntı yapalım.

Tanrıça Athena Zeus'un biricik kızıdır ve yeryüzünde gezinirken karıncaların kemirdiği içi boş kemikten üflemeli bir çalgı yapar. Ondan ezgiler oluşturmaya başlamıştı, konsanrasyonunu tek bir şey bozdu oda Tanrıça Hera (Zeus'un karısı) ve Tanrıça Afrodit (Güzellik Tanrıçası) gülüyorlardı. Neden güldüklerini sordu fakat yanıt bulamadı ve sinirlenerek oradan hem uzaklaştı hem de çalgısını çalmaya devam etti. Suyun kenarında bu kemikten çalgıyı çalan Athena su da yüzüne baktığında ise kızaran yüzü ve büyüyen burnunu görünce şok olmuş. Sonra yaptığı bu çalgıyı suya atıp lanetlemiş ve onu ORMAN CİNİ bulup çalmaya başlamış.

Efsanenin birinci kısmını detaylı olarak okumak için yazıya tıklayınız.

Orman Cini ve Başına Bela Olan Çalgı

Orman cini bu çalgıyı çalmaya başlayıp konserler verip geniş bir kitleye hitap etmeye başlamış. Sadece bununla da kalmayıp kibirlenip TANRI APOLLON'dan (Müzik Tanrısı'ndan) daha iyi olduğunu iddia edip bunu her yerde yaymıştır.

Söylentiler kulağına giden Apollon ise Orman Cinini bir düelloya davet edip üç kişilik bir jüri seçmiştir.

Aynı anda çalmaya başladılar ve jüri ilk seferde iki arasında kararsız kaldı. İkinci seferde tersten çalgılarımızı çalacağız dedi. Fakat Orman Cini çalamıyordu, tersten üfleyince çalgıdan ses çıkmıyordu, Apollon ise saza benzeyen çalgısını tersten de çalabiliyordu.

3. turda Apollon madem öyle hem söyleyip hem de çalalım dedi. Apollon hem çalgısını çalıp hem de şarkı söyleyebiliyordu fakat Orman Cini hem çalıp hem söyleyemiyordu.

Üç turdan oluşan bu düello da jürinin de kararı ile yarışmayı Apollon kazandı. Apollon'un cezası ise Orman Cini'ne çok elim oldu. Orman cinini bir ağaca ayaklarından sarkıtıp bağladı ve derisini kemikten çalgı ile yüzdü ve herkese mesajı şu oldu :" TEK MÜZİK TANRISI BENİM, BENDEN İYİ KİMSE OLAMAZ. BUNU İDDİA EDENİN SONU İSE BU KADAR HAZİN OLACAKTIR"

11 Nisan 2016 Pazartesi

Yunan Mitolojisi'nden Athena ve Orman Cini Hikayesi 1


Tanrıça Athena Olimpos'ta gezerken yerde karıncaların içini yediği bir kemik buldu. Kemiği yerden alan Tanrıça üzerinde bir kaç delik açtı. Ucuna üfleyerek sesler çıkardı ve bundan müzik yaptı. Tanrıça için çıkan ses mükemmel olmalıydı, çünkü bunlar tanrısal namelerdi.

Tanrıça arkasından gelen kahkaha sesleriyle irkildi. Onlar Tanrıça Hera ve Afrodit'ti. Her ne kadar kahkahalarını gizleselerde Tanrıça Athena onları duydu.

Tanrıça Athena: "Ne o, müziği beğenmediniz mi?" dedi. Fakat cevap alamadı ve öfkeyle ayağa kalkan Tanrıça, yeryüzüne inerek çalgısını çalmaya devam etti. Bu kez sadece kendisi için çalıyor, hiç kimsenin duyamayacağından emin. Birden suyun üzerine eğilerek dalgalardaki aksine baktı, bir yandan da çalgısını çalmaya devam ediyordu. Bir şey farketti iki Tanrıça'nın da güldüğü şeyin ne olduğunu, kızarmış yüzü ve büyümüş burun delikleri! Üfleme etkisi ile burun delikleri büyüyordu. Zeus'un güzel ve biricik kızı da bu çalgıyı lanetledi ve suyun derinliklerine attı. Bu çalgıyı bulup kim çalarsa sonsuz lanet artık onu takip edecekti.

Diğer bir söylentiye göre ise Tanrıça Athena'da bu etkiyi yapmasının nedeni müzik alanı olmamasıydı. Çünkü bildiğiniz üzere MÜZİK TANRISI APOLLON'DUR. Tanrıça Athena sadece ilham verir. Notalar, ezgi, söz kısacası her şey TANRI APOLLON'UNDUR.

Suya atılan bu çalgıyı ise talihsiz ORMAN CİNİ buldu, başladı çalmaya. Başına neler geleceğinden haber yoktu.

ORMAN CİNİ'NE ne mi oldu? Devamı gelecek yazıda.. Hikayeyi merak edenler takip etsin.

Tanrıça Athena Kimdir?

Öncelikle Baş Tanrı Zeus'un biricik kızıdır.
Yunan mitolojisinde zeka, sanat, strateji, ilham ve barış tanrıçasıdır. Babası Tanrıların başı olan Zeus, annesi ise Zeus'un ilk karısı olan hikmet tanrıçası Metis'tir. 

Athena'nın sembolleri; kalkan, mızrakzeytin dalı ve baykuştur. Mızrak > savaşı, zeytin dalı > barışı, baykuş > bilgeliği temsil eder. Athena, Atina kentinin baş tanrıçası ve koruyucusudur, kent ismini de Athena'dan almıştır. 


Athena ayrıca Troya savaşında tahta atın yapılmasına da yardım etmiştir. Athena'nın özel bir kalkanı vardır. Bu kalkanın adı Aegistir. Kalkanın üzerinde değişik süslemeler ve Medusa'nın başının resmi de vardır. Bu kalkan öyle güçlüdür ki, en güçlü ordular bile bozguna uğrar. Ayrıca Zeus'un en sevdiği kızı olduğu için onun yıldırımlarını da bir tek o kullanabilir.

Kul ve Derman


Hiçbir dert dermansız değildir, yeter ki siz Allah'a kalbinizi açın.
Bakın ne diyor ayet?

"Rabbinize yalvara yalvara ve için için dua edin.
Şüphesiz O, haddi aşanları sevmez."

A’raf suresi,55. ‪Ayet‬

Süküt'ü-Lisan Facebook Sayfamız

Süküt'ü-Lisan Facebook Sayfamız