10 Haziran 2016 Cuma

Hoşgeldin Ya Şehr-i Ramazan


Cuma Mesajı

Rabbim nefsimize CELALİYLE, kalbimize CEMALİYLE, hayatımıza HİKMETİYLE, hatalarımıza RAHMETİYLE, mahşerde MUHAMMED'İYLE yardım etsin İnşallah. Hayırlı Cumalar.

4 Haziran 2016 Cumartesi

Cin Musallatı Olan Kişide ki Bazı Belirtiler

1-Devamlı iç huzursuzluğu,olanakları olduğu halde hiçbir şeyden zevk alamama,karamsar olma.

2-Göğüste sıkıntı,ara sıra nefes almakta güçlük çekme,boğuluyormuş gibi olma.Kalbin sıkışması,kalp krizi geçiriyor hissinin olması.(Gerçekte kalbinizde bir sorun yoktur.)

3-Vücudun bazı bölgelerinde bir şey geziyormuş hissi oluşması ve ağrıyla beraber tedirginlik yaşama.

4-Banyoya girildiğinde,çok çabuk çıkma veya uzun kalma isteği. Başını sabunladığında sanki birisi gözetliyormuş hissine kapılıp gözlerini açma.Bazılarında, isteği olduğu halde banyoya çok zor girme olur.

5-Özellikle geceleri ve/veya yalnız kalındığında arkadan birisi takip ediyormuş hissi oluşması.

6- Kendi kendine veya kişinin içinde olan konuşmalar.Bazen bu konuşmalar dışarıdan geliyormuş gibi olup bazı seslerin kulağa gelmesi.Kişiye kendi adıyla seslenilmesi ancak ortada kimsenin gözükmemesi.(Bunları yapan bedendeki cindir.Yapısı itibarıyla kendini dışarıda gösterebilir ve dışarıdan geliyormuş gibi sesler çıkarabilir.)

7-Akla devamlı kötü fikir ve telkinlerin gelmesi.(vesvese) (Yüksek bir yerden atlama duygusu ve ölüm korkusu olması vb. )

8-Tuvalette uzun kalma isteği.

9-Evinin ve işyerinin içinde birtakım varlıklar,şekiller ve insanlar görme.Ev eşyalarını değişik şekillerde görme.

10-Hiçbir neden yokken iş yerine gitmeme isteğinin oluşması.Çok sevdiği işinden zevk alamama.İşini zorla yapma.Mesai arkadaşlarına kötü gözle bakma ve onları kırma.

11-Abdest almakta ve namaz kılmakta isteği olduğu halde zorluk çekmek ve dini görevlerini yapamama.Namaza durulduğunda sanki birisi itiyormuş hissi oluşması.Başlanılan namazı ortasında sıkıntıdan bırakma.İçinden dini değerlerimize karşı olumsuz sözlerin söylenilmesi ve /veya hissi gelmesi.Ezan ve Kur’an’ı Kerim dinlenememesi.

12-Devamlı insanlardan kaçıp yalnız kalma isteği.Bazen odanın perdelerini kapatıp karanlık yerde oturma isteği.Veya topluma katılma isteği olup,başkalarını kırma,özürleri kabul etmeme.

3 Haziran 2016 Cuma

Cinler Hakkında ki Ayetler

En’âm Sûresinin 100 . Ayetinde
Bir de cinleri Allah’a bir takım ortaklar yaptılar. Oysa onları o yarattı. Bilgisizce Allah’a oğullar ve kızlar da uydurdular. O, onların niteledikleri şeylerden uzaktır,
yücedir.

En’âm Sûresinin 112 . Ayetinde
İşte böylece biz her Peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar aldatmak için birbirlerine yaldızlı laflar fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu
yapamazlardı. O halde onları iftiralarıyla baş başa bırak.

En’âm Sûresinin 128 . Ayetinde
Onların hepsini bir araya toplayacağı gün şöyle diyecektir: “Ey cin topluluğu! İnsanlardan pek çoğunu saptırıp aranıza kattınız.” Onların insanlardan olan dostları,
“Ey Rabbimiz! Bizler birbirimizden yararlandık ve bize belirlediğin süremizin sonuna ulaştık” diyecekler. Allah da diyecek ki: “Allah’ın diledikleri (affettikleri) hariç, içinde
ebedi kalmak üzere duracağınız yer ateştir.” Ey Muhammed! Şüphesiz senin Rabbin hüküm ve hikmet sahibidir, hakkıyla bilendir.

En’âm Sûresinin 130 . Ayetinde
(O gün Allah şöyle diyecektir:) “Ey cin ve insan topluluğu! İçinizden size âyetlerimi anlatan ve bu gününüzün gelip çatacağı hakkında sizi uyaran peygamberler
gelmedi mi?” Onlar şöyle diyecekler: “Biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.” Dünya hayatı onları aldattı ve kafir olduklarına dair kendi aleyhlerine şahitlik ettiler.

A’râf Sûresinin 38 . Ayetinde
Allah şöyle der: “Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan toplulukları ile birlikte ateşe girin.” Her topluluk (arkasından gidip sapıklığa düştüğü) yoldaşına lanet eder.
Nihayet hepsi orada toplandığı zaman peşlerinden gidenler, kendilerine öncülük edenler için, “Ey Rabbimiz! Şunlar bizi saptırdılar. Onlara bir kat daha ateş azabı
ver” derler. Allah der ki: “Her biriniz için bir kat daha fazla azap vardır. Fakat bilmiyorsunuz.”

A’râf Sûresinin 179 . Ayetinde
Andolsun biz, cinler ve insanlardan, kalpleri olup da bunlarla anlamayan, gözleri olup da bunlarla görmeyen, kulakları olup da bunlarla işitmeyen birçoklarını
cehennem için var ettik. İşte bunlar hayvanlar gibi, hatta daha da aşağıdadırlar. İşte bunlar gafillerin ta kendileridir.26


Hûd Sûresinin 118-119 . Ayetinde
Rabbin dileseydi insanları (aynı inanca bağlı) tek bir ümmet yapardı. Fakat Rabbinin merhamet ettikleri müstesna, onlar ihtilafa devam edeceklerdir. Zaten onları
bunun için yarattı. Rabbinin, “Andolsun ki cehennemi hem cinlerden, hem insanlardan (suçlularla) dolduracağım” sözü kesinleşti.10

Hicr Sûresinin 27 . Ayetinde
Cinleri de daha önce dumansız ateşten yaratmıştık.

İsrâ Sûresinin 88 . Ayetinde
De ki: “Andolsun, insanlar ve cinler bu Kur’an’ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine de destek olsalar, yine onun benzerini getiremezler.”

Kehf Sûresinin 50 . Ayetinde
Hani biz meleklere, “Adem için saygı ile eğilin” demiştik de İblis’ten başka hepsi saygı ile eğilmişlerdi. İblis ise cinlerdendi de Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz, beni
bırakıp da İblis’i ve neslini, kendinize dostlar mı ediniyorsunuz? Halbuki onlar sizin için birer düşmandırlar. Bu, zalimler için ne kötü bir bedeldir!

Neml Sûresinin 17 . Ayetinde
Süleyman’ın, cinlerden, insanlardan ve kuşlardan meydana gelen orduları onun önünde toplandı. Hep birlikte düzenli olarak sevk ediliyorlardı.

Neml Sûresinin 39 . Ayetinde
Cinlerden bir ifrit4,”Sen yerinden kalkmadan ben onu sana getiririm ve şüphesiz ben, buna güç yetirecek güvenilir biriyim” dedi.

Secde Sûresinin 13 . Ayetinde
Eğer dileseydik herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.3

Sebe’ Sûresinin 12 . Ayetinde
Süleyman’ın emrine de, sabah esişi bir ay, akşam esişi de bir ay(lık yol) olan rüzgarı verdik. Erimiş bakır ocağını da ona sel gibi akıttık. Cinlerden de Rabbinin izniyle
onun önünde çalışanlar vardı. İçlerinden kim bizim emrimizden çıkarsa ona alevli ateş azabını tattırırız.

Sebe’ Sûresinin 13 . Ayetinde
Cinler Süleyman için dilediği biçimde kaleler, heykeller, havuz gibi çanaklar ve sabit kazanlar yapıyorlardı. Ey Davûd ailesi şükredin! Kullarımdan şükredenler pek
azdır.

Sebe’ Sûresinin 14 . Ayetinde
Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun ölümünü onlara ancak değneğini yemekte olan bir kurt gösterdi. Süleyman’ın cesedi yıkılınca cinler anladılar ki,
eğer gaybı bilmiş olsalardı aşağılayıcı azap içinde kalmamış olacaklardı.


Sebe’ Sûresinin 41 . Ayetinde
(Melekler) derler ki: “Seni eksikliklerden uzak tutarız. Onlar değil, sen bizim dostumuzsun. Hayır, onlar cinlere ibadet ediyorlardı. Onların çoğu cinlere inanıyordu.”


37 - SÂFFÂT SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 182 âyettir. Sûre, adını ilk âyette geçen “es-Sâffât” kelimesinden almıştır. Sâffât, sıra sıra dizilenler, saf saf duranlar demektir. Sûrede
başlıca, meleklerden, cinlerden kıyamet ve ahiret olaylarından söz edilmekte; Nûh, İbrahim, İsmail, İshak, Mûsâ, Hârun, İlyas, Lût ve Yûnus peygamberin kıssalarına
yer verilmektedir.


Sâffât Sûresinin 158 . Ayetinde
Allah ile cinler arasında da nesep bağı kurdular. Oysa cinler de kendilerinin Allah’ın huzuruna getirileceklerini bilirler.

Fussilet Sûresinin 25 . Ayetinde
Biz onların başına birtakım arkadaşlar sardık da bu arkadaşlar onlara geçmişlerini ve geleceklerini süslü gösterdiler. Böylece kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin
ve insan toplulukları ile ilgili o söz (azap), onlar için de gerçekleşti. Çünkü onlar ziyana uğrayanlardı.

Fussilet Sûresinin 29 . Ayetinde
(Ateşe giren) inkârcılar şöyle derler: “Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de onları ayaklarımızın altına alalım ki en aşağılıklardan
olsunlar.”

Ahkâf Sûresinin 18 . Ayetinde
İşte onlar, kendilerinden önce cinlerden ve insanlardan gelip geçmiş topluluklar içinde, haklarında o sözün (azabın) gerçekleştiği kimselerdir. Şüphesiz onlar ziyana
uğrayanlardır.

Ahkâf Sûresinin 29 . Ayetinde
Hani Kur’an’ı dinlemek üzere cinlerden bir grubu sana yöneltmiştik. Onlar, onun huzuruna gelince3 birbirlerine, “Susun!” dediler. Kur’an’ın okunması bitince de
uyarıcı olarak kavimlerine döndüler.

Zâriyât Sûresinin 56 . Ayetinde
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.

Rahmân Sûresinin 15 . Ayetinde
“Cin” i de yalın bir ateşten yarattı.

Rahmân Sûresinin 31 . Ayetinde
Yakında sizi de hesaba çekeceğiz, ey cinler ve insanlar!

Rahmân Sûresinin 33 . Ayetinde
Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz.

Rahmân Sûresinin 39 . Ayetinde
İşte o gün ne insana, ne cine günahı sorulmayacak.

Rahmân Sûresinin 56 . Ayetinde
Oralarda bakışlarını sadece eşlerine çevirmiş dilberler vardır. Onlara eşlerinden önce ne bir insan, ne bir cin dokunmuştur.

Rahmân Sûresinin 74 . Ayetinde
Onlara, eşlerinden önce ne bir insan ne bir cin dokunmuştur.


72 - CİN SÛRESİ
Mekke döneminde inmiştir. 28 âyettir. Ağırlıklı olarak cinlerden bahsettiği için “Cin sûresi” adını almıştır. Sûrede ayrıca tevhit, peygamberlik ve öldükten sonra
dirilmek gibi meseleler konu edilmektedir

Cin Sûresinin 1,2 . Ayetinde
(Ey Muhammed!) De ki: “Bana cinlerden bir topluluğun (Kur’an’ı) dinleyip şöyle dedikleri vahyedildi: “Şüphesiz biz doğruya ileten hayranlık verici bir Kur’an dinledik
de ona inandık. Artık Rabbimize hiç kimseyi asla ortak koşmayacağız.”

Cin Sûresinin 5 . Ayetinde
“Şüphesiz biz, insanların ve cinlerin Allah hakkında asla yalan söylemeyeceklerini sanıyorduk.”

Cin Sûresinin 6 . Ayetinde
“Doğrusu insanlardan bazı kimseler, cinlerden bazılarına sığınırlardı da, cinler onların taşkınlıklarını artırırlardı.”

Cin Sûresinin 19 . Ayetinde
“Allah’ın kulu (Muhammed), O’na ibadet etmek için kalktığında cinler nerede ise (Kur’an’ı dinlemek için kalabalıktan) onun etrafında birbirlerine geçiyorlardı.”

Nâs(*) Sûresinin 1,2,3,4,5,6 . Ayetinde
De ki: “Cinlerden ve insanlardan; insanların kalplerine vesvese veren sinsi vesvesecinin kötülüğünden, insanların Rabbine, insanların Melik’ine, insanların İlah’ına sığınırım.”

2 Haziran 2016 Perşembe

Kuran-ı Kerim Sayfa 548, Tahrim Suresi



66/8- Ey iman edenler, Allah'a kesin (nasuh) bir tevbe ile tevbe edin. Olabilir ki, Allah sizin kötülüklerinizi örter ve altından ırmaklar akan cennetlere sokar. O gün Allah, Peygamberi ve onunla birlikte iman edenleri küçük düşürmeyecektir. Nurları, önlerinde ve sağ yanlarında koşar-parıldar. Derler ki: "Rabbimiz nurumuzu tamamla, bizi bağışla. Şüphesiz Sen, herşeye güç yetirensin."
66/9- Ey Peygamber, kafirlere ve münafıklara karşı cihad et ve onlara karşı 'sert ve caydırıcı' davran. Onların barınma yeri cehennemdir. Ne kötü bir dönüş yeridir o.
66/10- Allah, inkar edenlere, Nuh'un eşini ve Lut'un eşini örnek verdi. İkisi de, kullarımızdan salih olan iki kulumuzun nikahları altındaydı; ancak onlara ihanet ettiler. Bundan dolayı, (kocaları) kendilerine Allah'tan gelen hiçbir şeyle yarar sağlamadılar. İkisine de: "Ateşe diğer girenlerle birlikte girin" denildi.
66/11- Allah, iman edenlere de Firavun'un karısını örnek verdi. Hani demişti ki: "Rabbim bana Kendi Katında, cennette bir ev yap; beni Firavun'dan ve onun yaptıklarından kurtar ve beni o zalimler topluluğundan da kurtar."
66/12- İmran'ın kızı Meryem'i de. Ki o kendi ırzını korumuştu. Böylece Biz ona Ruhumuz'dan üfledik. O da Rabbinin kelimelerini ve kitaplarını tasdik etti. O, (Rabbine) gönülden bağlı olanlardandı.

1 Haziran 2016 Çarşamba

Kuran-ı Kerim Sayfa 498, Fetih Suresi



(48) FETİH SURESİ (29 AYET)

Rahman Rahim olan Allah'ın adıyla

48/1- Şüphesiz, Biz sana apaçık bir fetih verdik.
48/2- Öyle ki Allah, senin geçmiş ve gelecek (her) günahını bağışlasın, üzerindeki nimetini tamamlasın ve seni dosdoğru bir yola yöneltsin.
48/3- Ve Allah, sana 'üstün ve onurlu' bir zaferle yardım etsin.
48/4- Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar diye, 'güven duygusu ve huzur' indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır: Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir.
48/5- (Bütün bunlar,) Mü'min erkekleri ve mü'min kadınları, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere, altından ırmaklar akan cennetlere sokması ve kötülüklerini örtüp-bağışlaması içindir. İşte bu, Allah Katında 'büyük kurtuluş ve mutluluk’tur.
48/6- Bir de; kötü bir zan ile zanda bulunan münafık erkeklerle münafık kadınları ve müşrik erkeklerle müşrik kadınları azaplandırması için. O kötülük çemberi, tepelerine insin. Allah, onlara karşı gazablanmış, onları lanetlemiş ve onlara cehennemi hazırlamıştır. Varacakları yer ne kötüdür.
48/7- Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır. Allah, üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
48/8- Şüphesiz, Biz seni bir şahid, bir müjde verici ve bir uyarıcı olarak gönderdik.
48/9- Ki Allah'a ve Resûlü’ne iman etmeniz, O’nu savunup-desteklemeniz, O’nu en içten bir saygıyla-yüceltmeniz ve sabah akşam O'nu (Allah'ı) tesbih etmeniz için.

31 Mayıs 2016 Salı

Kalem Suresi

Kuran-ı Kerim Sayfa 552, Kalem Suresi
68/16- Yakında Biz onun hortumu (burnu) üzerine damga vuracağız.
68/17- Gerçek şu ki, Biz o bahçe sahiplerine bela verdiğimiz gibi, bunlara da bela verdik. Hani onlar, sabah vakti (erkenden ve kimseye haber vermeden) onu (bahçeyi) mutlaka devşireceklerine dair and içmişlerdi.
68/18- (Bu konuda) Hiçbir istisna yapmıyorlardı.
68/19- Fakat onlar, uyuyorlarken, Rabbin tarafından dolaşıp-gelen bir bela' onun üstünü sarıp-kuşatıverdi.
68/20- Sonunda (bahçe) kökünden kuruyup-kapkara kesildi.
68/21- Nihayet sabah vakti birbirlerine seslendiler.
68/22- "Eğer ürününüzü devşirecekseniz erkence kalkıp-çıkın."
68/23- Derken, aralarında fısıldaşarak çıkıp-gittiler:
68/24- "Bugün sakın oraya hiçbir yoksul girip de karşınıza çıkmasın."
68/25- (Yoksulları) Engellemeye güçleri yetebilirmiş gibi erkenden gittiler.
68/26- Ama onu görünce: "Muhakkak biz (gideceğimiz yeri) şaşırmışız" dediler.
68/27- "Hayır, biz (herşeyden ve bütün servetimizden) yoksun bırakıldık."
68/28- (İçlerinde) Mutedil olan biri dedi ki: "Ben size dememiş miydim? (Allah'ı) Tesbih edip yüceltmeniz gerekmez miydi?"
68/29-Dediler ki: "Rabbimiz Seni tesbih eder, yüceltiriz; gerçekten bizler zalim imişiz."
68/30- Şimdi birbirlerine karşı kendilerini kınamaya başladılar.
68/31- "Yazıklar bize, gerçekten bizler azgınmışız" dediler.
68/32- "Belki Rabbimiz, onun yerine daha hayırlısını verir; şüphesiz biz, yalnızca Rabbimiz'e rağbet eden kimseleriz."
68/33- İşte azap böyledir. Ahiret azabı ise, muhakkak çok daha büyüktür; bir bilseler.
68/34- Doğrusu, muttaki olanlar için Rableri Katında nimetlerle donatılmış cennetler vardır.
68/35- Öyleyse, Müslümanları suçlu-günahkar olanlar gibi (eşit) kılar mıyız?
68/36- Size ne oluyor? Nasıl hüküm veriyorsunuz?
68/37- Yoksa (elinizde) ders okumakta olduğunuz bir kitap mı var?
68/38- İçinde, neyi seçip-beğenirseniz, mutlaka sizin olacak diye.
68/39- Yoksa sizin için üzerimizde kıyamete kadar sürüp gidecek bir yemin mi var ki siz ne hüküm verirseniz o, mutlaka sizin kalacak, diye.
68/40- Onlara sor: "Hangisi bunun savunuculuğunu yapacak?
68/41- Yoksa onların ortakları mı var? Şu halde eğer doğru sözlü kimselerse, ortaklarını getirsinler.
68/42- Ayağın üstünden (örtünün) açılacağı ve onların secdeye çağrılacakları gün, artık güç yetiremezler.